Bugün işyerine geldim masama oturdum ve outlook'umu açmamla hazırlanmamış bir takvim ayı olan haziranla karşılaştım bir anda panik yaptım. Normalde 15 gün önceden bir sonraki planı hazırlayan ben nasıl böyle birşey yapmıştım???
Gene beni gereksiz meselelerle oyalayan insanlara içimden küfrettim sonra durdum olaylara baktım ve üzüldüm sonra düşündüm ve demek ki arkadaşlıkların da yaşı yokmuş insan yaşıtı olmayan biriyle de arkadaşlık yapabiliyormuş ve gidişine kalben üzülebiliyormuş ,hayat dedim; başladım haziranı planlamaya...
İş için haziranı planlarken bu sefer kalbim bir kere daha gümbürdedi. Haziran demek doğal olarak temmuza 30 gün kaldı demek temmuzun 1'i 2'si demek o büyük gün ablamın düğünü demek hazırlıkları artık iyice hızlandırmak demek demek de demek yani.
Sonra h.sonlarına baktım her c'tesi dolu olduğumu görünce daha da panikledim çalışan biri olarak özel hayatı da programlamak gerekiyor kendimce kafamda kurgular planlar yaptım böylece hem iş planımı hem özel hayat planımı yapmış bulundum.
Sonra duygusallaştım yarına çıkacağımızın bile garantisi olmayan şu hayatta n'kadar da planlı olmak zorunda olduğumu düşündüm kalbim gene sıkıştı...
Ben plan yapmaya çocuklardan sonra başladım. Öncesinde planda n'ymiş hayat n'getirse onu yaşarım düşüncesiyle mutlu mesut yaşardım. Şimdi öyle mi???
Çocukların okulundan her ay aktivite çizelgesi geliyor hergün için özel notlar alınmış.
Efendim aynı zamanda yıllık planlarını da vermişlerdi sene başında. Her p'tesi oyuncak günü her salı çarşamba havuz , her çarşamba atık materyal götürmeliler her cuma kitap... Yetmedi tabiii..
Aylık aktiviteler takip edilmek zorunda yoksa çocuğunuz üzülebilir çünkü aktivite çizelgelerinde şöyle notlar var. Efendim 15 haziran kırmızı partisi yapıyoruz her çocuğumuz kırmızı kıyafet giymeli. Sen planı takip etmedin yandın. Akşam eve ağlamaktan gözleri şişmiş 2 çocuk gelebilir Allah korusun. Yada efendim 8 haziranda hayvanat bahçesine gidiyoruz şu saatte okulda olmaları şart. Planı takip etmedin gene yandın çocukları okula biraz geç götüreyim desen günlerce öncesinden bekledikleri gün kaçmış olabilir. Haa bir de anne baba iletişim defteri var ki ben onu çok seviyorum. Hergün roman okur gibi okuyorum "hımmm demek bugün ethem top havuzunda oynamış" "Aaa demek kızım yeni şarkı öğrenmiş" Ertesi gün de okulun sitesinde bir önceki günün defterde yazılanını tasdik eden fotolar gel de merakla bekleme tabiii... Sonra bir de aylık yemek listeleri var boşvereyim listeyi n'yerse yesin çocuklar desen gene olmaz şöyle ki tecrube ile sabit o listelere bakarak sizde evde liste oluşturmazsanız çocuğunuz üst üste yediği fasulyeden çatlama noktasına gelebilir. Bir de her ay sonu çocukların bir önceki ay n'ler yaptıklarını bunlara nasıl tepkiler verdiklerini gösteren bir durum değerlendirme raporları varki dikkate şayan... Yani gene plan gene liste gene takip...
Hayatım birşeyleri takip etmekle geçiyor hem evde hem işte. Takip Takip Takip... Belgin takipte...
Vallahi ekmek elden su gölden öğrencilik hayatımı aramıyorum desem yüzbin kez yalan söylemiş olurum.
Tek tesellim aşık olduklarım....
1 Haziran 2011 Çarşamba
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder