19 Kasım 2009 Perşembe

KELTOŞ KAYUU

>

Dün gece durdum düşündüm; yafu benim çocuklarımın blog'u olurda orda hiç Caillou'dan bahsetmeden olur mu??? Vallahi çarpılır taş olurum. Efendim bu keltoş Caillou resmen bizim ailemizin bir ferdi konumunda, hem de n'ferd... Artık bilemiyorum kaç bölümden oluşuyor bu Caillou ama benimkiler eminim ki %99.9 'unu ezberlemiş durumdalar. Bu Yumurcak Tv'nin vazgeçilmezi Caillou'yu benimkiler ilk gördüklerinden beri çok seviyorlardı ben de dedim ki bu böyle olmayacak en iyisi ben bir araştırayım bir yerlerden indireyim bunu , en azından canları çok sıkılınca hop açarım. Anacım n'rden sardık başımıza... Yatıyoruz Kayu kalkıyoruz Kayu... Bir de oturup her daim izleseler yok. Kayu cırcırcır evin içinde açık olucak (diyorum ya ailemizin bir ferdi sesi evde çınlamalı) benimkiler de evin içinde başka odalarda kuduracaklar... Vay sen misin ki Kayu'yu kapat... Artık bölümleri o kadar çok dinliyorlar ki... Mesela geçenlerde Ethem'le odalarında oyun oynuyoruz ben iyice dalmışım... Garaj yapıyoruz arabaları tamir ediyoruz falan... Ethem "Anne noni geydi" dedi.. "N'nonisi olumm?" "Giybıt ağaca kaçtı noni kutamaya geydi" Allah'ım ben iyice manyaklaştım... Sonra amanın bir de durdum içerden Kayu mırıl mırıl... Gideyim de bakayım dedim aynen Ethem'in anlattığı olay.. Dün akşam da Efdal Kayu seyrediyor; ben de sofrayı topluyorum... Kayuda hikayeyi anlatıcı bir ses var (arada bir çıkıyor neyse) Şimdi orda bu malum ses anlatıyor "kapı çalmıştı Kayu merakla kapıya koşmuştu acaba kapıdaki kim di?" Efdal zank diye "Büyükbaban Kayu" demez mi? Hem bölümleri ezberlemişler hem de Kayuya öncesinden haber veriyorlar... Geçenlerde de Ethem beni deniyor. Beraber seyrediyoruz ama Ethem kıpır kıpır ilgisiz belli çok izlediği bir bölüm denk gelmiş. Kayu babasıyla çiçek ekiyor. Ethem demez mi "anne bu n'çiçeyi.." " Lale herhalde oolum" dedim. " Çiydem ciceği bu anne çiydem " Velet bir de durmuş beni test ediyor... Ahhh n'diyim işteee. Kayu maceralarımız bitmek bilmez o kadar çok çok çok ki....

17 Kasım 2009 Salı

ETHEM HALLERİ...




Allahım Ethem bu aralar reklamlarda n'görse istiyor, ama n'görse...
Hafta sonu beraber çizgifilm seyrediyoruz (Efdal beğendiği bir çizgi filmi uzun uzun seyredebiliyor ama Ethem taş çatlasa 10-15dk neyse) araya reklamlar girdi. Program çocuklara yönelik olduğu için çoğu reklamda buna göre seçilmiş tabii..

önce çikolata reklamı çıktı
"Anne men bundan istiyooom"
"tamam oğlum alırım"

sonra bir bebek reklamı
"Anne men bundan istiyooom bu kızlar için Efoss(efdalin efoş hali) için"
"Ahhh oğlummm kardeşini de düşünürmüş tamam oğlum alırım"

ardından bir la vache qui rit (bu n'derseniz bildiğimiz lavaşkiri canım havalı olsun diye böyle yazdım:)) reklamı
"Anne men bundan istiyooom"
"tamam oğlum alırım"

ardından bir transformers reklamı
"Anne men bundan istiyooom bu erkekler için"
"Tamam oğlum alırım"

derken bir orkid reklamı çıktı
"Anne men bundan istiyooom"
":@ :@ :@
Oğlum bu n'?? bunu çüçüne mi takıcan??"
gayet ciddi bir surat ifadesi ile böyle lüzumlu birşeyi almayı sanki oğluma ben çok görmüşüm bir tavırla,
"evatt tatıcam"
bendeniz kopmuş vaziyetteyim, Ethem şaşkın....

11 Kasım 2009 Çarşamba

Bizim Oyun Hamurumuz...


Kış gelmeye başladıkça Efdal ile Ethem evde sıkılmaya başladılar tabii. Bir de şu malumunuz domuz gribi meselesinden babamız bizim alışveriş merkezlerindeki oyun yerlerine de gitmemize izin vermez oldu e anne kuş bendeniz de n'yapacağımı şaşırır oldum.
Efdal'in bu ara en çok kullandığı cümle bana karşı

"HIMMM anne ye yababiliyim??"
ben de başlıyorum


"HIMMMM bi düşünelim ye yababiliysin? a aklıma bi fikir geldi hamurla oynayalım mı?"

o anki ruh hallerine göre evet ya da hayır diyorlar. Eğer cevap evetse hemen koşuyoruz mutfağa alıyoruz plastik kasemizi önce içine su, sonra un.... cıvık mı oldu tekrar un yok kurumu oldu tekrar su:)) yapıyoruz bir hamur. sonra onu güzelce mıncıklıyoruz mıncıklıyoruz. Yere hemen bir örtü serip masalarını sandalyelerini koyuyoruz alıyoruz pasta kalıplarımızı kalemlerle (oklava niyetine) açtığımız hamurlardan şekiller yapıyoruz. Kalıplarla şekiller yapmak daha kolay tabii benim gibi beceriksizseniz bu en basit yol. Yoksa oğlum " anne kebce yap, vinc yap, aslan yap..... " bitmeyen isteklerde bulunuyor. Allah için uğraşıyorum ama ben kepçe yapmaya çalışırken ortaya bir çanta çıkıveriyor, ya da ne bileyim vinç yapayım derken zürafa o kadar beterim yani... böylece hamurlarla yapım aşamasından itibaren 1 saate yakın zaman geçirmiş oluyoruz hem onlar eğleniyor hem de onlar eğlendiği için ben mutlu oluyorum. Oyundan sıkılınca ki önce hep Ethem sıkılıyor hamurları etrafa atma faslımız başlıyor orda hemen olaya müdahale edip hamurları topluyorum ve bir poşete koyup buzdolabına saklıyorum. Böylece ertesi gün de hamurumuz hazır oluyor.
Bu arada renkli hamurlardan almıyorum çünkü hem hala hamurdan örneğin elma yaptık diyelim oyuna fazlaca kendilerini kaptırıp ağızlarına atabiliyorlar hem de şu son sıkılma aşamasında yerlere atma faslında halılar ve sonrasında ayakkabının altına yapışan küçük parçalar sayesinde pıtı pıtı koşulan hilafsız tüm ev rengarenk oluyor...

3 Kasım 2009 Salı

Şimdi 2 yaş sendromu dedikleri olay bu mu???

Bu aralar Ethem de Efdal de hiç laf dinlemez oldu. Resmen şımarık çocuklar gibi n'desem verecek bir cevapları var. mesela;

" annecim bak onu oraya koyma düşer kırılır"
" kırılmaz"
"!"

"annecim ordan atlamayın bir yeriniz acıyacak"
"acımaz"
"!"

"kızım kardeşinin yapbozunu bozma"
"bozucam"
"!"

"oğlum kardeşini ısırma"
"ısırıcam"
"!"

eskiden yalanda olsa "temam" diyorlardı. Şimdi "temam" da yok direk muhalefet.. Vallahi n'yapıcağımı şaşırdım. Kızsan olmuyor, dövsen olmuyor, görmemezliğe gelsen olmuyor... Konuyu dönüp dolaştırıp ikiz olmalarına bağlamak istemiyorum ama gerçekten de belki tek olsalar offf deyip geçicem ama şimdi birbirlerine karşı da muhalefet yaptıkları için sonuç birinin ısırılması, tartaklanması ile bitiyor. Evde ikinci bir kriz yaşanıyor. Bir de birbirlerine karşı o kadar acımasızlar ki!!! Koparırcasına ısırmalar, saç çekmeler, vurmalar... Sebepse çok net " benim oyuncağımı aldı" ...

Şimdi 2yaş sendromu dedikleri olay bu mu??? Yoksa daha bir de bunun sendrom kısmı mı var???