30 Mayıs 2011 Pazartesi

Kafam karışık , içim bulanık...

Kafam karışık , içim bulanık... 
Tüm insanlıktan sıkıldım.

Herkes birbirinden şikayetçi. O bundan bu şundan şu onlardan???
 Peki ben hepinizden şikayetçiyim ona n'diyeceksiniz?

Nasıl bir çözüm üreteceksiniz?
Bıkkınlığımın yılgınlığımın bir çaresi var mı?
Varsa bir ilacı alayım geçsin.

 Şu dünyada herkes işini biliyor kendini seviyor da bir ben mi beni sevmiyorum acaba?
 Benim çektiğim dert değil acım acı değil şikayetlerim dileklerim önemli değil...

Bir ben mi beni yalnız bırakan?

Herkesi ben mi dinlemek zorundayım? her soruna ben mi çare bulmalıyım?

Yok mu beni bir bakışıyla çözecek?
Bir insan bu kadar güçlü olamaz vardır bunun da bir sorunu diyecek?
Sorunumu çözmese bile sorunlarıma sorun eklemeyecek?

Herkesin hayatı çok zor herkesin işi çok güç de bir benim mi hayatım tozpembe??

İnsanlar hep mi görmek istediklerini görürler hiç mi vicdanları sızlamaz?

Hayat bu mudur böyle mi geçecek ve bitecektir?

İşte Kafam karışık , içim bulanık... 

27 Mayıs 2011 Cuma

Demek ki neymiş anneler de yalan söylermiş !!!

Bugün sabahtan beri sabah sabah Ethem ve Efdal'e söylediğim bir laf içimi kemiriyor.

3 gündür çocuklara karşı bir tahamülsüzlük baş gösterdi bende. Resmen hastalık gibi. Kısır bir döngü içindeyiz 3 gündür. Ben tahamülsüzüm onlar da bu negatif havadan mütevellit mızmız ve uyuz...

Zaten çarşambadan beri üstümde olan bu gudubetsiz tutumum bugün sabah sabah okul hazırlığı içindeki çocuklarımın beni delirtmesiyle tavan yaptı.

Bu anne olma meselesi yemin ediyorum zor zanaatmış. Hele bir de ikiz annesi olmak ona kelime yok...
Herşey mesele  herşey sorun  herşey sıralı olmak zorunda  ama ön sırada olmayı isteyen hep bir ikiz mevcut. Önce beni giydir  önce beni öp  önce beni kucağına al  önce şu  önce bu...

Bu sabah önce Efdal'e gidiyorum  içerden Ethem ağlıyor annneeeee yanımaaa gellll diye onun yanına gidiyorum Efdal ağlıyor annneeeee yanıma gelll diye... 
Çocuğum siz arıza mısınız n'siniz??? zaten cinlerim tepemde kıllığına mı üstüme geliyorsunuz.
 Hadi bu krizi atlattık bu sefer de süt kriziyle karşı karşıya kaldım. sade süt değil kakaolu süt içilecekmiş e tamam için de kapıdaki bu zart zart kornaya basan servis nolucak Allah aşkına??? 
Hadi kulaklarımızı onada kapadık da Allah için söyleyin bir çocuk pipetle içtiği kakaolu süt kutusunun üstündeki resimden dolayı kaç dk. ağlayabilir? " anneeeee ben bu resimli sütü istemiyorummmm"

E benimki de sabır çocuğum zaten bu ara az olan sabrımı niye zorluyorsun daha fazla imtihan mı bu???

Ben de deyiverdim
" ben de sizi istemiyorum o nolucak Ethem paşa??? hem seni hem Efdal'i istemiyorum. Gidin başka ev bulun ben de daha normal Çaki olmayan çocuklar doğurucam"

Dedim mi dedim valla...  sonra noldu dersiniz ağlayan bir çocuğa sahipken ağlayan iki çocuğa sahip oldum. Tıpış tıpış önce merdivenleri kucağıma birini alarak sonra geri dönüp ikincisini alarak indirdim.

İnşallah bu tahamülsüzlik durumum bugün son bulur oysa ki pek iyiydik yahu resmen nazar değdi...!

Not....
demek ki neymiş anneler de yalan söylermiş hiç istemez olur muyum ben o çakileri....

12 Mayıs 2011 Perşembe

Canım annem...

 Anneler gününden beri annem hiç çıkmamacasına aklımda. Ben küçükken annem bana şu cümleyi çok da kurmazdı "anne ol sen de anlayacaksın" ya da ben hatırlamıyorum. Ama anne olunca anneliğin kutsallığını "klişe bir laf ama gerçek bu "  ben daha çok anladım.

  Ethem ile Efdal ağlarken gelip koynuma sokuluyorlar onlar benim koynuma sokulduklarında ben de annemin koynuna sokuluyorum sanki gözümün önüne annemin kazakları ve o uzun altın kolyesi , burnuma annemin kokusu geliyor diyorum ki Efdal ile Ethem de  mi beni bu şekilde hatırlayacaklar?

 Sonra mutfakta ben yemek yaparken Ethem gelip arkama bir yumruk atıyor ya da Efdal'im gelip o küçücük mutfakta yerde bebekleriyle oynuyor biliyorum mutfakta çok rahat ettiklerinden orda değiller, ben mutfakta olduğum için oradalar. Gene dönüyorum çocukluğuma ve annemin kırıta kırıta tenceredeki yemeği karıştırırken poposuna attığım yumruklarım cebine soktuğum ellerim manasızca mutfakta duruşlarım geliyor. Acaba onlar da benim annemi özlediğim gibi mi özlüyorlar beni?

 Annem ben küçükken çalıştığı için hep bir koşturmaca içindeydi arada tabii biz de bu koşturmacadan nasibimizi alırdık. Odanızı toplayın evi dağıtmayın v.s. v.s. O zaman anlamsız gelirdi annemin bu haykırışları sanki hiç evi dağıtmıyormuşum gibi gelirdi bana şimdi aynı şeyi ben çocuklarıma yapar oldum aynı bıdı bıdılar benim dilimde acaba onlar da anlamsız mı buluyorlar bu haykırışlarımı?


 Ben küçükken annem ve babam bana çok büyük gelirlerdi onlar herşeyin en doğrusunu bilirler herşeyin en iyisini yaparlardı onlar asla yalan söylemezlerdi şimdi düşünüyorum da ben Ethem ile Efdal'e pembe yalanlar söylüyorum acaba annemler de bana pembe yalanlar söylemişler miydi?

  Benim annemin elleri dünyanın en güzel elleridir babamın elleri ise dünyanın en büyük elleri...  Acaba Ethem ile Efdal de böyle mi düşünüyorlardır ki?

 Benim annem dünyanın en güzel annesi babam da en yakışıklı babasıdır. Onlar elele tutuştukça ben annem ve babamla gurur duyardım arkadaşlarımın yanında kendimi daha bir özel hissederdim mutlu gururlu olurdum. Acaba Ethem İle Efdal de biz babasıyla gülüştükçe böyle hissediyorlar mıdır ki??

 Ablam diyor ki yaşım ilerledikçe aynı anneme benziyormuşum. Aynı hareketler aynı kuruntular... N'mutlu bana eğer anneme benzeyebiliyorsam. Çünkü benim annem dünyanın en özel annesidir... Acaba gün gelecek Efdal de bunu söyleyecek mi?

10 Mayıs 2011 Salı

TEK UMUDUM GÜNEŞ...!

Hayata karşı isyanlardayım yine. Bu garip ruh halimin sebepleri belli sonuçları ortada çözüm dersen hava! Evet evet bildiğimiz güzel güneşli hava. Deli miyim n’yim bilinmez vallahi bunaldım bu havalardan bir çok ana faktörlerle birleşen bu yan faktör mahfetti beni. Bir gün çalışmak istiyorum bir gün oturmak bir gün deli gibi dünyayı yemek istiyorum birgün ölesiye aç kalmak bir gün evi toplamak istiyorum birgün hay senin evine de işine de deyip koyvermek bir gün tvdeki herbişeyi izlemek istiyorum birgün bu ne biçim yayın akışı kardeşim deyip tvyi kırmak…




Normal olmayan bu fazla melankolik gelgeç halim beni de bunalttı.



İsyandayım işte… Hani bir hedef koyunca çok isteyince o şey oluyordu hani??? Yok vallahi yalan kardeşim. Ben hedefi tam onikiden koydum ama vuramıyorum 8-9 a da razıyım ama olmayınca olmuyormuş demek ki. Hayata karşı olan bu koyvermişlik ruh halim isteklerime gelince niye koyverilemiyor anlayamıyorum oysa akışına bıraksam belki rahatlıyacağım. Akışına bıraksam olucak demiyorum bak! akışına bıraksam belki rahatlayacağım diyorum ama yok Allah yok! Bırakamıyorum.



Tek umudum GÜNEŞ….!