8 Ağustos 2010 Pazar

Nadide...


Küçükken annem çalıştığı için bana evde ananem bakardı. Onu o kadar çok severdim ki normalde haylaz hareketli bir çocuk olmama karşın ; ananem kalp hastası olduğu için onun yanında çok uslu , uyumlu bir çocuk oluverirdim. Daha 30'una gelmeden kaybettiği bir yavrusu bir de çocukluk aşkı kocasına rahmen ; yıllarca babasından eziyet görmesine yokluk içinde hem kardeşlerine hem de zamanı gelince çocuklarına bakmasına rahmen o hiç bir zaman hayattan şikayet etmez bana hep güzel şeyler anlatırdı. Adı gibi "Nadide" bir insandı...
Adı gibi "Nadide" olan benden 1 yaş küçük bir de benim canım kuzenim var. Dayım annesine olan sevgisinden dolayı küçük kızına bu ismi layık görmüş...
Efendim ben durdum bunları niye anlatıyorum Ethem ile Efdal'in blogunda bunların n'ilgisi var şöyle ki...
Dün denizden herzamankinden bir kaç saat erken döndük ki Gölcükteki dayımlara gideceğiz. Duş sonrası Efdalimin saçlarını tararken döndü ve bana ,anne senin de ananen var mı? diye sordu. ben de benim de bir ananem olduğunu onu çok çok sevdiğimi ama artık onun yanımızda olmadığını öldüğünü söyledim. Bu sefer adını sordu onun adı "Nadide" dediğimde sessizce adını tekrarladı.
Saatler geçti dayımlara geldik. Efdal'le Ethem'i parka götüreceğim Kuzenim Nadideye seslendim "Nadide sen de geliyor musun?" Efdal bir anda durdu ve çok heyecanlı bir şekilde "Bak anne senin de ananen ölmemiş gördün mü?" dedi. İlk önce anlıyamadım sonra bizim için çok aşina olan bu durumun onun için çok karışık olduğunu fark ettim ve sadece güldüm...
p.c. fotodaki ananem en soldaki ben yanımdaki de kuzenim yadoş:))

Hiç yorum yok: