Vallahi bir geldiler pir geldiler bizimkiler. Daha yazlıktan getirdik hanım efendiyle beyfendiyi haftasına Efdal ateşlendi. Hemen doktora götürdük hem boğaz enfeksiyonu hem kulak. Bir hafta kuşumun hastalığıyla uğraştık ateş,ilaçlar,uykusuz geceler,iştahsızlık, sürekli mızlanma derken bir sonraki hafta Ethem hasta oldu aynı boğaz enfeksiyonunun biraz daha ağırı. Herhalde mikrop Efdal'de gelişti hop Ethem'e geçti. Gene aynı senaryo Ateş,iştahsızlık,ilaçlar,uykusuz geceler, mızmızlık. Haaaa aynı senaryo mu dedim yanlış demişim. Bu aynı senaryonun bir sonraki daha gerilim dolu bölümü. Ateş düşmez, Ethem ağzına lokma koymaz, ishal olur, ilaç içmek istemez, hiç uyumaz ve sürekli ağlar, ağlar, ağlar.... Ateşimiz,ishalimiz vs. geçti de ağlamamız yadigar kaldı.
İşe gelicem salya sümük, işten gelirim salya sümük, uyuyacağız salya sümük, yemek yiyeceğiz salya sümük..... bu liste uzar gider.
Liste uzarken tabii anne olan ben şahıs kişinin hayatı kısalır , sinileri alt üst olur, yorgunluktan beyin travması geçirir....
Kardeşim bu annelik n'kadar zor bir işmiş böyle..
Eeee kendi kendime dedim; ben bu çocukların bloguna sanki hep laylaylom şeyleri yazıyorum. Yıllar geçip de çocuklar bunları okurlarsa eğer ohhh amma da sakin, hırlı çocuklarmışız bak annem de buraya belgelemiş demesinler. Görsünler, okusunlar canım... 2,5 senedir uykusuzluktan artık helak oldum.. Resmen anane&dedenin eviyle bizim ev arası göçebe hayat sürer olduk. Kimsenin evinde düzen müzen kalmadı... İşten gelip de oturup şöyle normal insanlar gibi yemek yemeyi yıllardır unuttum. TV seyretmek zaten n'mümkün. Kitap okumak hayal... Koş Efdal'e koş Ethem'e... Herşey süper olsa kakaları gelir anacım.
" Anne kakam geldi, elimi tut yanımdan ayrılma"
" E kızım&oğlum ben akşam yemeği yiyordum ama??"
" Anneeee!!!! " ağlama başlar....
"e iyi ben sonra yerim"
beklenir beklenir sohbet muhabbet gırla...
"kızım&oğlum bitti mi?"
"bitmedi"
"bitti mi?"
"bitmedi"
"iyi o zaman ben sofraya gidiyorum bitince çağırırsın"
"e bitti"
"iyi yıkayalım popoyu o zaman"
popo yıkanır, eller yıkanır,sofraya gidilir.Diğer çocuğum canım ciğerim gelir.
"Anneee kakam geldi"
"ya nasıl yaaa hep mi ben yemeğe oturunca geliyor bu kakanız"
ve aynı terane baştan yaşanır. herkes yemeğini bitirir anne daha yememiştir ama zaten iştahı da kalmamıştır. Yemek yemekten de vazgeçer ve hemen çocukları ile oyuna kurulur...
1 Eylül 2009 Salı
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
6 yorum:
şekerim kendimi gördüm anlattıklarında.Hepimizin yaşadıkları nerdeyse bire bir.
Öncelikle geçmiş olsun.Hastalıklar perişan ediyor bizi.Onlar çekiyor, biz hem kahroluyoruz hem bitiyoruz yorgunluktan.
Şu yemek yiyememe olayı da hepimizin derdi sanırsam.Ondan formumuzu da korumuş oluyoruz zoraki.
bazen sadece benim çocuklarım ve benim yaşantım böyle gibi geliyor ama belli ki değil...
n'güzel formumuzu koruyoruz deyip mutlu olalım bari dediğin gibi:)))
Geçiyor canım zaman herşeyin ilacı demişler zamanla daha çok özbakımlarını yapmaya,beslenmeye başlıyorlar ihtiyaçları dahada azalır oluyor 3,5 yaş civarı.İşte tam bu noktada sen ortada kalıyorsun çırılçıplak kendin için uğraşacak bir aktivite zamanı dolduracak bir uğraş arıyor oluyorsun imkanlar el veriyorsa herşey çok güzel 3,5 yaşda.Bu şekilde yüreğine su serpeyim bari :)))
canım benim blogumda sana ait bir şey var.Gelip alırmısın lütfen? Ama acele et noolur..
yasemincim gerçekten de yüreğime su serptin canım sağol:)) demek en az 1 senemiz daha var, ayy ben gene negatif yönünden mi baktım ki:)) dur şöyle diyim oh ohhh 1 senemiz kalmış:)))
acele ettim sdilekçim merak etme:))
Yorum Gönder