17 Şubat 2010 Çarşamba

YARAMAZ ETHEM...

Dün ben artık giymediğimiz kıyafetleri ayırayım da vereyim diye uğraşırken Ethem ve Efdal de acaba nasıl yaramazlık yapabiliriz diye uğraşmaya başladılar. Benim çocuklarla yeterince ilgilenememem onlarında bunları fırsat bilmesi Mert'in de stress yaratmasına sebep oldu. Herneyse ben amannn boşver iki yaramaz n'kadar yaramazlık yapabilir ki diye koyvermişken içerden Ethem'in siren şeklindeki "Anneeeee anneeeee" diye sesiyle kendime geldim. Bir panik odaya koştum Ethem'in suratında büyük bir mutlulukla karşılaşınca içim hop etti ve içimden "Eyvah Belgin yandın kızım bu kesin çok fena bi halt yedi" diye geçirdim. Ethem'in ağzından "Anne bak yatağıma pencere açtım " demesiyle ikinci bir kendime geliş yaşadım. Sen Ethem paşa ayağıyla tekmeleye tekmeleye yatağının yanlarını oluşturan pleksiglas'ı kırmış. (Tamam ben daha öncesinde çatlatmıştım ama çok masum bir çatlaktı o .) Allahım n'diyeceğimi şaşırdım. O kadar şaşalamışım ki Ethem odanın penceresini göstererek "bak işte bu pencereden yaptım" dedi. Kafamdan bin türlü şey geçti o sırada hadi yatağın kırılmasını vs geçtim (ben geçtim tabii de babası pek öyle kolay geçmedi) ya oraları tekmeliyeyim derken ayağı kesilseydi yada o kırdığı parçaları oraya buraya atarken ellerini kesseydi ya da ayy bu n'güzel pencereymiş deyip kafasını oraya sokmalara kalksaydı. yani n'rden baksan tehlikeli bir durum. Olan oldu ama ben de bir kere daha anladım ki benim çocukları öyle 10dk. bile olsa yalnız bırakmaya gelmiyor. Bütün gece bu sefer de yatakta düşündüm ben bunları nasıl kreşe mreşe göndericem şunun şurasında 2 ay kaldı????!!!!!!!

Hiç yorum yok: